Tevhidi ve Haccı Hz. İbrahim (as) Örnekliğinde Anlayabilmek
Milyonlarca müslümanın hac farizasını ifa ettiği bugünlerde İbrahim (as)’ı, onun tevhidi tebliğ usulünü, metodunu ve mantığını tanımaya dair ayetlerin gösterdikleri işaretleri, referansları iyi anlayıp iyi kavrayıp tahlil etmemiz ve ona göre bir davet üslubu yol ve yöntemi geliştirmemiz gerekiyor. İbrahim (as), davet ve tebliğinde, risaleti ve tevhidi dile getirişinde hiçbir zaman taviz vermedi.
“İbrahim ve onunla birlikte olanlarda sizin için güzel bir örnek vardır. Hani onlar kendi kavimlerine demişlerdi ki “Biz sizlerden ve Allah’ın dışında tapmakta olduklarınızdan uzağız. Sizi (yakınlarımız olarak) tanımıyoruz. Sizinle bizim aramızda, siz Allah’a bir olarak iman edinceye kadar ebedi bir düşmanlık ve bir öfke baş göstermiştir.” (Mümtehine 60/4)
Evet Kur’an bizlere Hz. İbrahim ve ona inanan mü’minlerin, Allah’a açıkça baş kaldırmış müşrik bir topluma karşı sergiledikleri net tavrı ve kıyamete kadar gelecek tüm müslümanlara uymaları gereken en güzel örnek olarak zikretmiştir. Ayetten anlaşılacağı üzere onlar şunu söylemişlerdi: “Biz sizin şirke dayalı sisteminizi tanımıyoruz ve sizlerin doğru bir yol üzere olduğunuza inanmıyoruz. Bu sebeple bizimle sizin aranızda dostluk olması mümkün değildir. Tek olan Allah’a iman edinceye kadar da bu kesin duruşumuz, net tavrımız devam edecektir.” Bu duruş aslında Allah karşısında kendisine tanrılık yakıştırılan tüm şeytânî güçleri reddetmek anlamına gelmektir. Nitekim başka bir ayette şöyle buyrulur: “Artık kim şeytânî güçleri inkâr edip Allah’a inanırsa, muhakkak kopması mümkün olmayan sağlam bir kulpa sarılmış olur. Allah, işitendir, bilendir.” (Bakara 2/256)
“Ahmakça kendini harcayanlar dışında, kim İbrahim’in inanç sisteminden yüz çevirebilir ki?” (Bakara 2/130)
Kur’an, Hz. İbrahim’in (as) yaşadığı şirk toplumuna karşı verdiği tevhid mücadelesini pekçok ayetle gözler önüne serdiği halde günümüzün ey suskun ve pasif Müslümanları!
Atamız Hz. İbrahim (as) gibi, puthaneye doğru baltalarınızı sallayıp da tevhidi haykıracağınız zaman gelmedi mi?
Tagutların, nefsinize hoş gelen, necis sistemlerini okşamaktan vazgeçeceğiniz zaman gelmedi mi?
Arafat’ta Mina’da, Müzdelife’de, Meşari’l-Haram’daki adeta haykırarak yaptığınız zikirleriniz ve dualarınız çağımızın putlarına/tagutlarına korku salmalı değil mi?
Zulüme dayalı tüm beşeri sistemlerin sarsılıp yıkılması için dualar nerede?
Ey İslâmi gündemi ortadan kaldırıp, demokratik gündemi merkeze oturtan siyasal İslamcılar!
Aslında dertleri Allah’ın dinini hakim kılmak olmadığı halde her türlü ahlaksızlığı, adîliği ve zulmü yaptıkları halde Kur’an’ı ve namazı kullananlar!
Kendilerine bunlar da kötünün iyisi diyerek saf müslümanları kandıranlar!
Demokrasi ve laikliğin kirli kâsesinden içip de makamların ve dünya lezzetlerinin sarhoşu olan ilahiyatçılar, din tüccarları, siyasetçiler ve kanaat önderleri!
Bulunduğunuz ve insanları da davet ettiğiniz bu kaygan ve muğlak demokrasi zemininde gezinmeyi bırakıp da ne zaman Hz. İbrahim ve Rasûlullah (sav) Efendimizin tevhid uğruna verdiği mücadele ve cihad ruhuna insanları çağıracaksınız?
Ve ey tevhid bilinci hırpalanmış, inançları çarpıtılmış, pasifleşmiş Müslüman! Kurtuluşu ve nuru demokrasi zindanlarında aramayı bırakmayacak mısın? Kalplerinizi, heva ve heveslerinizi ilahlaştıran şeytanın en büyük oyunlarından olan demokrasi putu ile doldurmayın.
Allah’a kurbanlarınızı sunacağınız şu mübarek günlerde Tevhidin manasına bir daha bakın. Yaratılış gayesini bir daha anlamaya çalışın.
Sözleriniz ve amelleriniz başka değil sadece tevhid merkezli olsun, Hz. İbrahim’in putları parçaladığı tevhid baltasına siz de kalbinizde yer açın ki, parçalanacak pek çok putun olduğunu göreceksiniz.
Ey Rabbimiz! Biliyoruz ki cahiliyenin karanlıklarından daha da kötü bir zamanda yaşamaktayız. İnancımızı şirkten uzak tut. Müslümanların tevhidini bozan ve inkitaya uğratan her türlü ideolojiye ve onların yerli işbirlikçilerine karşı bize direnme gücü ver. İsrailoğullarının kalplerine buzağı sevgisi giydirildiği gibi günümüzde kendine müslümanım diyen pek çoklarının kalplerine de demokrasi ve batıl sistemlerin sevgisi giydirilmiş vaziyette. İnsanları bu şekilde yoldan saptıran saptırıcı (siyasal İslamcı) yöneticilerden, siyasilerden ve belâm misali alimlerden bizleri koru!
Bizleri, Allah’ın şeriatıyla yaşamayı reddeden, çağımızın sapık ideolojilerinin esiri etme! Bu sapık ideolojilerle, hakkın ve batılın karıştırılmasına müsaade etme!
Menfaatleri veya korktukları için çevresindeki her türlü zulme, adaletsizliğe, yolsuzluk ve ahlaksızlıklara karşı Görmedim, duymadım, söylemedim formunda üç maymunu oynayan başta alim taifesi ve onların takipçileri gurur duyup anlattıkları Hz. İbrahim ve Rasûlullah (sav) Efendimiz başta olmak üzere Peygamberlerin hayatlarından ders çıkartabilmeleri duasıyla…
Haccımız ve Kurbanımız mübarek olsun.