Diller, sayfalar, satırlar
‘Ebu Leheb öldü’ diyorlar:
Ebu Leheb ölmedi, ya Rasulallah;
Ebu Cehil, kıtalar dolaşıyor!
Evet, herkesin bildiği gibi Yahudi, Kur’an’daki Yahudi.
Ama ne yazık ki Müslüman, Kur’an’daki Müslüman değil!
Bunu çok iyi bilen Yahudi, buradan güç alıyor ve kadın, çoluk-çocuk demeden Gazze’de herkesi bombalıyor veya keskin nişancılarla hunharca şehid ediyor.
Mazlumların evleri yurtları dünyalık olarak ne varsa herşeyleri harap oluyor.
Bombaların altında kaçacak yurt arayan mazlumlar çaresiz ağlıyor.
Adı var olup kendileri olmayan Dünya Müslümanları veya daha doğrusu Müslümanların başalrındaki kukla yöneticiler olanı biteni üç maymunu oyanayarak izliyorlar.
“(Rasûlüm!) Sakın, Allah’ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Ancak, Allah onları (cezalandırmayı), korkudan gözlerin dışarı fırlayacağı bir güne erteliyor.” (İbrahim suresi 42) Ayette de ifade edildiği gibi çaresiz mazlumların feryadını duyan Allah Teala zalimlerin zulümlerini yanlarına bırakmayacaktır. Ama esefle şunu da söylemeliyim ki; Uykusunda uyanmayan Müslüman toplumlar var oldukça ve özellikle halkı müslüman olan devletlerin başındaki satılmış yöneticiler varoldukça (buna gemicikleriyle ticaret yapan ve Gazze bizim kırmızı çizgimizdir diyerek oy devşiren veya bugünlerde İstanbul belediyesini aldıkları takdirde Gazzeli çocukların yüzü gülecek diyen yalancı mücrimler de dahil) İsrail’de yayılmasına devam edecektir.
Acaba bu müslümanlar ne zaman kendilerine dönüpte muhasebe yaparak nefislerini ya da başlarındaki hokkabaz yöneticilerini sorgulayacaklar? Zira ben kendimi bildim bileli müslümanlar hep bir ağızdan sürekli ‘Kahrolsun İsrail’ sloganı atarak bu işin üstesinden Allah’ın gelmesini istiyorlar.
“Onlar (Yahudiler) nerede bulunurlarsa bulunsunlar, Allah’ın ahdine ve insanların (müminlerin) himayesine sığınmadıkça, kendilerine zillet (damgası) vurulmuştur; Allah’ın hışmına uğramışlar ve miskinliğe mahkûm edilmişlerdir.” (Al-i İmran, 112)
“Onlar, Allah’ın kalplerini temizlemek istemediği kimselerdir. Onlar için dünyada rezillik vardır ve ahirette onlara mahsus büyük bir azap vardır.” (Maide 44)
“Yahudiler, Allah’ın eli bağlıdır (sıkıdır), dediler. Hay dedikleri yüzünden elleri bağlanası ve lânet olasılar!” (Maide 64)
Yukarıda sadece birkaç tanesini zikrettiğim ayetlerin benzeri pek çok ayette Allah Teala onları kahredeceğini zikrediyor. Ama ey Müslüman kardeşim! Yahudi’ye beddua ve lanetin dışında senin yapman gereken hiç vazifen yok mu acaba? Zira bizler yıllardır beddua etmek ve slogan atmaktan başka hiçbir şey yapamadığımız için İsrail kahrolacağı yerde Müslümanlar dünyanın dört bir yanında kahroluyor ve bugünlerde İsrail tüm Filistin topraklarını ele geçirmeye gitgide daha da yaklaşıyor. Hatta o kadar ki ufacık bir bölgeye sıkışmış Gazze’ye bile tahammül edemiyorlar.
Toplum üzerinden hiçbir etkisi ve yetkisi olmayan benim gibiler Müslümanlara uygulanan zulme karşı tabi ki tepkimizi ortaya koyacağız. Belki karşıdaki zalim zulmünü durdurmayacak ama ben ve benim gibiler kendimize insan olduğumuzu hatırlatmak için zalimlerin karşısında durmaya devam edeceğiz.
Peki yeryüzünde akan Müslüman kanını yani bu zulümleri kim durduracak?
İşte amiyane tabirle dananın kuyruğunun koptuğu yer burası…
Bir başlangıç olarak ne zamanki İslam ülkelerinin satılmış kukla liderleri (buna Türkiye’de dahil) şayet insanlıkları devam ediyorsa İsrail’in gasıp bir devlet olduğunu söylemekle kalmazlar ona göre yaptırım uygularlarsa belki İsrail zulmünde biraz frene basar.
Ayrıca ‘Dünya Müslüman Âlimler Birliği’ diye güya ‘âlim birliği’ var, bilirsiniz. Bu adamların İslam ümmeti adına zalimleri kınamaktan başka ne yaptığını merak ediyorum. Ümmetin yeniden dirilişi ve tevhidin yeryüzünde ikamesi için sahabe misali cesurca her yerde hakkı haykırmanız gerekirken hani neredesiniz?
Acaba Allah Teâlâ sizlere bahşettiği ilimden ve makamlardan hesaba çekeceğini hiç düşünmüyor musunuz?
Haksızlıklar ve yeryüzündeki zulümler karşısında üç maymunu oynayan sizler, Allah aşkına hayatınızda bir kez cesur olun. Az bir dünyalık ve makam karşılığında Allah’ın dinini ve ilmini satan Yahudi alimi Belam daha dünyadayken nasıl rezil edildi misal olarak size yetmez mi;
“(Ey Rasulüm!) Onlara, kendisine ayetlerimizi (dini bilgi ve hikmetleri öğrettiğimiz şu) kişinin haberini anlat (ki, bugünkü bel’am benzeri bilgiçleri tanısınlar ve sakınsınlar). O (kişi) bundan (ilim ve ibadet huzurundan ve zulüm düzeniyle cihad şuurundan) sıyrılıp uzaklaşmış; derken şeytan (ve tağutlar da) onu kendi peşine takıp (sapkınlığa) sürüklemişti. O da sonunda “Ğaviy” (tuğyana kapılıp azgınlaşan ve tağuta tapanlardan) olup çıkıvermişti.Dileseydik elbette onu bu âyetler sayesinde yükseltirdik. Fakat o, dünyaya saplandı ve hevesinin peşine düştü. Onun durumu tıpkı köpeğin durumuna benzer: Üstüne varsan da dilini çıkarıp solur, bıraksan da dilini sarkıtıp solur. İşte âyetlerimizi yalanlayan kavmin durumu böyledir. Kıssayı anlat; belki düşünürler.” (Araf 7/175-76)
Tarihte olduğu gibi, Cenab-ı Hak bu ümmetin içerisinden yine Hz. Hamza, Ebû Ubeyde bin Cerrah, Halid bin Velid, Muaz bin Cebel, Selahaddin Eyyubi gibi ümmete yön verecek cesur ve kahraman kumandanlar çıkarsın. Nasıl ki o insanlar İslam’ın izzetini dünyada hiçbir menfaat karşılığında satmadılar, imanlarına ve salih amellerine dayandılar Allah da onlara yeryüzünün hükümranlığını nasip etti.
İşte Rabbimizin müjdesi; “Allah, içinizden iman edip dünya ve âhiret için yararlı işler yapan kimselere vaad etti ki, kendilerinden öncekilere verdiği gibi onlara da yeryüzünde hâkimiyet verecek, onlar için hoşnutluğuna vesile kıldığı dinlerinin yerleşip yayılmasını sağlayacak, şu andaki korkularını güvenliğe çevirecektir; çünkü onlar bana hiçbir şeyi ortak koşmaksızın kulluk etmektedirler. Bütün bunlardan sonra kim inkâra saparsa yoldan çıkmış kimseler işte bunlardır.” (Nur Suresi 55)
Rabbim bizlere bu manada güç ve kuvvet versin. İslam ümmetinin imtihanlarını kolaylaştırsın. Yeryüzünün dört bir yanında özellikle Gazze ve Doğu Türkistan’da zulüm altında olan kardeşlerimizin yar ve yardımcısı olsun.
En azından insan olduğumuzu unutmamak adına her türlü boykota devam…